SAMET & ÖZBAY
 

RET YAZILARI-ZEKİ COŞKUN

Türkler: Tembel, cahil, deli, tehlikeli

Zeki Coşkun(RADİKAL GAZETESİ,24.02.2006)

Çılgınız. Belgeleriyle tarihte defalarca göstermişiz. Bundan haklı ve büyük bir gurur duyuyoruz ya, dünya da aynen böyle görüyor Türkleri. Bir kez daha gururlanalım.
Uluslararası pazarlama kuruluşu GMI’nın 35 ülkede 25 bin kişiyle görüşerek yaptığı araştırma, ‘Türkiye markası’nın en berbat marka olduğunu ortaya koyuyor. Dünyadaki Türk imajının genel karakteristiği şöyle: Tembel, cahil, fakir, radikal islamcı, deli, barbar, tehlikeli…
Tamam, bütün bu ‘algı’nın kendisi barbarlık, buram buram ırkçılık kokuyor. Ama doğru da değil mi? Peki, 35 ülkeden 25 bin insan, nasıl oluyor da çoğu hiç görmediği, bilmediği bir ülkeyi ‘marka’ olarak -kalite diyelim isterseniz- berbat buluyor? Araştırmayı yöneten ‘marka uzmanı’ Simon Anholt, CNN Türk’te soruyu tek sözcükle yanıtlıyor: Cehalet!
Hayır, dünyanın değil bizim cehaletimizin ürünü ortaya çıkan tablo. Şu Çılgın Türkler, ezik ruhlarımıza tarihten destansı belgelerle merhem sürdüğünden bir yıldır kitap listelerinde en tepede. Kurtlar Vadisi-Irak, çuvalın intikamını film icabı olsa bile alıp yüreğimizi ferahlattığından bütün zamanların en yüksek gişesini yapıyor.
Bu arada diyelim ki bir şovmen Metin Uca- bir TV kanalında sunuculuğunu yaptığı programda filmin milliyetçi duyguları sömürdüğünden söz edecek oluyor. Anında posta. İşten el çektiriliyor. Niye? Rivayet o ki, Kurtlar Vadisi dizi olarak yeniden o kanalda devam edecekmiş. Yapımcılar ‘İstemezük o herifi’ diyor. Güle güle. Böyle.
Öyle büyük, öyle güçlü, öyle çılgınız ki, buluttan nem kapıyoruz.
Bir değil, iki değil, çılgınlık sonsuz bizde.
Şubat ayının ikinci haftasında cep telefonu satışlarında büyük patlama yaşanmış. 14 Şubat Sevgililer Günü ya, adamlar eşlerinin, sevgililerinin ceplerini yenilemiş, en son teknolojiyle.
O en son teknolojiyle ne yaptığımızı bir banka reklamında izliyoruz. Bir Amerikalı, bir Japon, bir de Türk trende… Amerikalı övünüyor, ‘yüzyılın icadı’nı yapmış olmakla.
Japon, siz buldunuz ama biz geliştirdik diyor, Türk durur mu; biz mucizeyi yarattık, havasında. Açıyorsun cebi, arıyorsun bankayı, bana kredi lazım, diyorsun. 20 dakikada cebin çalıyor.
Banka, kredin hazır, diyor. Ötekiler apışıp kalıyor.
Zaten o bankanın reklamlarına da, reklamcılarına da hayranım. Şu çılgın Türkler’in şifresini çözmüş adamlar. Cep dalgasından önceki film, bir zayıflama kampındaydı. Türkler akıllandı, yediğine, içtiğine, kilosuna dikkat ediyor, fazlalarını atmak için üste para verip kampa giriyor falan… Koşu sırasında herifin iflahı kesilmiş, çikolata-gofret satılan büfenin önünden geçerken nasıl canı çekiyor… Ama para yok üstünde. Yanındaki uyanık, malum bankanın para çekme makinesini gösteriyor, ‘kartın da mı yok?’ O var tabii!
Çekiyorsun parayı anında, alıyorsun gofreti.
Ne o, zayıflama kampındayız. Çılgın Türk hesabı.
Reklamların sergilediği çılgın Türk efsanelerine kitaplar, filmler, TV dizileri falan yetişemez. Coni’yi Türkleştiren Cola Turka’yı mı söyleyeyim, 2054′te dünyayı galaksiler ötesi teknolojiyle fethetmiş Vestel’i mi, Amerikan çöllerinde Türk bayrağını dalgalandıran Özdilek’i mi, şu sıralar yeniden Türk bayrağıyla sahne alan Ali Desidero’yu mu?
Evet bütün bunlarla beraber, bunlar sayesinde dünyanın en berbat ‘marka’sı Türkiye! Tembel, yoksul, deli, cahil, tehlikeli insanlar diyarı. Biz de her fırsatta bunu söylüyoruz reklamlarımızla, filmlerimiz, kitaplarımızla.
Niye kızalım âleme? Çılgınız vesselam.

 

HaYaT ÇoK GüZeL GüLüM YaŞaMaSıNı BiLeNe!!!!!!!!!11


insan severken ölmeyi ölürken sevmeyi öğreniyormuş!!!!!!!
SENSİZLİK!!!!!!!!!
UMUT
YAŞAM
GELECEK
 
Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol